28 Şubat sürecinde İslami kimliklerinden dolayı özgürlükleri ellerinden alınan mağdurlarının adalet beklentisi, 24 Haziran sonrası başlayan dönemde daha da arttı.Kendisi de 28 Şubat mağduru olan Başkan Erdoğan’ın düğmeye basması gerektiğini ifade eden STK temsilcileri ve yazarlar, Mağdurlar ve yakınları'nın Kurban Bayramı’nı evlerinde geçirmelerini dilediler.
Türkiye'de postmodern darbe adıyla dünyaya duyurulan sadece hükümete yönelik değil, tüm İslami camia'ya karşı yapılan bu darbenin mağdurları 20 yıldır cezaevlerinde mağduriyetlerini yaşamaya devam ediyor.
28 Şubat dönemindeki darbe mağdurlarından dışarıya çıkan kişiler bile rahat bırakılmayarak Fetö Terör örgütü'nün kıskacına alınırken, artık mağduriyetler değil, mağdur edenler konuşulmaya başlandı. Hiçbir suçu bulunmayan kişiler 20 yıldır hapis yatarken ve yatmaya devam ederken bu zulme maruz bırakanlar hiçbir ceza almadan ortalıkta dolaşmaya devam ediyor.
MAĞDURLAR İÇERİDE, MAĞDUR EDENLER YENİ YARGILANMAYA BAŞLADI
28 Şubat ve sonrasında mağdur duruma düşen ve yıllarca Fetö'nünde kıskacında bulunan Şahımerdan Sarı Hocanın bile halen mağduriyeti giderilmezken, 28 şubat'ı yapanların işledikleri cürümlerin sonuçlarına yönelik adımlar bu insanların suçsuzluğunu bir kez daha kanıtlamaktadır. 
4 ayrı kalp damarı tıkalı olan 58 yaşındaki Ahmet Arslan, Hepatit B ve delta süper enfeksiyonu hastalıklarına yakalanmış olan Yasin Demir, kolon kanseri Şeyhmus Alpsoy, cezaevinde defalarca kalp krizi geçiren Mehmet Olam, hakkında somut hiçbir suç delili bulunmayan Şahımerdan Sarı Hoca ve diğerleri... 28 Şubat zorbalarının çeyrek asırdır demir parmaklıklar arkasında çürümeye mahkum ettiği mazlumlar yıllardır yeniden yargılanmayı bekliyor.
28 ŞUBAT AYRIMCILIĞI HALEN GEÇERLİLİĞİNİ KORUYOR, MEMURİYET HAKLARI ELİNDEN ALINANLAR; ATAMALARI İPTAL EDİLENLER GÖREVLERİNE DÖNMELİ
Öğrencilik yıllarında 28 Şubat sürecinde dik duruş gösterip fikir ve ibadet özgürlüğünü savunduğu için gözaltına alınan Eğitimci Cüneyt DİLER; KPSS ile kazandığı Cezaevi öğretmenliği hakkı Ceza Tevkifevleri'nin eski (FETÖ mensubu)  idarecileri tarafından önce kuruma kabul edilmeyip idari dava ile yeniden hak kazandığı Cezaevi Öğretmenliği görevine 3 defa Atama İptali ile son verildi, mücadele edebilme gücünün kırılması adına her attığı adım ceza ile karşı karşıya bırakıldı, sağlığı bozuldu akciğer embolisi rahatsızlığı sebebiyle engelli duruma geldi, Cüneyt DİLER'i ve diğer Devlet memuru ve Memur adaylarını görevlerinden uzaklaştıran FETÖ mensupları'nın bir çoğu artık görevde değil, aynı durumda FETÖ mağduru aday memur ve memurların 28 şubat sürecinde hak ve özgürlüklerden yana tutum içine olmasının bedelini artık ödememeliler, yeniden mesleğe alınması gereken Cüneyt DİLER ve aynı durumdaki müslüman eğitimci ve memurlar bu ayrımcılık kıskacının elinden kurtarılmalı.
28 Şubat ve taşeronu FETÖ tarafından mağdur edilen Devlet memurlarının yeniden Mesleğine dönmesi artık bu ayrımcılığın ortadan kalktığının ispatı olacaktır,artık darbecilerin kararları değil, Millet'in Başkanı'nın kararları geçerlilik kazanmalıdır.
ONLAR 28 ŞUBAT’I HALA YAŞIYOR
Akit’e konuşan Gazeteci-Yazar Yaşar Yavuz, “600’ü aşkın insanın çeyrek asrı aşan süredir cezaevinde kalması hem insani hem İslami olarak kabul edilebilir değil. Hükümet ve yetkililer 28 Şubat’ı darbe olarak kabul ediyorsa, darbe dönemindeki tutuklamaların, gözaltıların, yargılamaların tamamını darbecilerin hükmüyle yapıldığını da kabul etmelidir. Darbe sürecinde hüküm giyenlerin hükümleri geçersiz kılınmalıdır artık” dedi. Başkan Erdoğan’ın “Hapishanelerde 10-15 yıldır haksız yere yattığı iddia edilen mahkumlar var. 15 Temmuz bunları düzeltmek için bir fırsat” sözüne değinen Yavuz, şunları dile getirdi:
İZLER HER ALANDA SİLİNMELİ,VİCDANLARDAKİ YARALAR ONARILMALI
“Sayın Başkanımız Tayyip Erdoğan darbeyi ve darbe dönemindeki meseleleri en iyi bilen ve bizzat yaşayan kişilerden birisidir. O dönemdeki hükümlülerin yaşadığı mağduriyetleri kendisi çok daha iyi biliyor. Uyduruk gerekçelerle 28 Şubatçılar kendisini de cezaevine attılar çünkü. Bayram günlerini babasız geçiren yavruların umudu konumundadır şimdi kendisi. Cezaevindeki insanların ailelerinin, çocuklarının, yakınlarının ortaya koydukları durum da takdire şayandır. Bugüne kadar mağduriyetlerini dile getirdiler ama hiçbir zaman hükümete karşı tek bir ağır söz söylemediler. Her seferinde rica ettiler, hukuk yolunu gösterdiler. Ve ‘af değil yeniden yargılanma istiyoruz’ diyerek asil bir duruş sergilediler. Yeni sistemin inşa edildiği günümüzde, Kurban Bayramı öncesinde haksız yere cezaevlerinde tutulan 28 Şubat mağdurları serbest bırakılmalı, vicdanlardaki yaralar onarılmalıdır.”
İNANIYORUZ Kİ BAŞKAN ERDOĞAN YETKİSİNİ KULLANACAKTIR
Şehit ve Tutuklu Aileleriyle Dayanışma Platformu Başkanı Recai Yurdan da, “28 Şubat ve FETÖ mağdurları Kurban Bayramı’nı çeyrek asırdır olduğu gibi yine cezaevlerinde değil kendi evlerinde geçirsinler” dedi. 28 Şubat’ın 15 Temmuz’dan farksız olmadığını vurgulayan Yurdan, şunları ifade etti: “15 Temmuz’dan sonra FETÖ’nün gaddar yüzüne birebir şahit oldular. 28 Şubat da bu gaddarlıktan farksızdır. 28 Şubat ve FETÖ mağdurlarına yapılan zulmün bir an önce giderilmesini istiyoruz. Ahmet Necdet Sezer bu yetkisini azılı teröristleri serbest bırakmak için kullanmıştı. Niçin Cumhurbaşkanımız masum olan 28 Şubat mağdurlarından hasta olanları için bu yetkisini kullanmasın ki? 28 Şubat ve FETÖ mağdurlarının önümüzdeki Kurban Bayramı’nda aileleriyle kucaklaşmasını istiyoruz. Onlar çocuklarının başlarını okşayamadılar. En azından torunlarının başlarını okşamalarını sağlayacak bir hayırlı kararın bayram öncesinde çıkmasını bekliyoruz.”
YÜRÜRLÜKTEN KALDIRILMIŞTIR
Başkan Erdoğan'ın, Başbakanlık yaptığı dönemde, 14 Aralık 2010'da İçişleri Bakanlığı'na gönderdiği 'Gizli' ibareli dosyada MGK toplantılarında alınan kararları ve dönemin başbakanlarının imzaladığı genelgeleri dosyada göstererek şöyle yazdığı görülüyor:
İŞTE O BELGE: 
Başbakan Erdoğan 28 Şubat'ı bitirdi


















Editör: Haber Merkezi