“İstanbul Beylikdüzü’nde 6 Eylül’de “balkondan düştü” denilerek Beylikdüzü Devlet Hastanesi’ne götürülen 2 yaşındaki çocuk hayatını kaybetti.”

Gazeteci Evrim KEPENEK'in cesaretle detaylandırıp, perde arkasına ulaştığı ve maalesef Gazeteci Hakan GÜLSEVEN, Ahmet ŞIK,,Ayça SÖYLEMEZ,Büşra SANAY,Tuğçe YAMANKAYA,İnci HEKİMOĞLU, Büşra İLARSLAN ve görev yaptıkları medya platformlarının yasalarla sınırlandırılan kadarıyla ilgi gösterebildikleri bu haberi Ajanslar 2 yaşında çocuğun ölümü şeklinde duyurdu.

Gazeteci Evrim KEPENEK ve bianet'in ulaştığı hastane raporlarından birinde “çocuğun balkondan düşme” şikâyetiyle hastaneye getirildiği belirtilirken, ön otopsi raporunda “çocuğa tecavüz edildiği yönünde kuvvetli bulgular” yer aldı.

Resim

Otopsi raporunda da  "çocuğun balkondan düşme sonucu" öldüğü bilgisine yer verildi. İsminin açıklanmasını istemeyen bazı doktorlar, otopsi raporunun gerçeği yansıtmadığını söyledi. Hastane doktorlarından Acil Tıp Uzmanı Dr. Evren Arslan, şunları söyledi:

Resim

AİLE ISRARLA OTOPSİ İSTEMEDİ, SAVCILIK HUKUKTAN TAVİZ VERMEDİ

“Çocuk hastaneye getiriliyor, ailesi ‘balkondan düştü’ diyor. Buna göre çocuğa ilk müdahale yapılıyor. Ardından detaylıca bakıldığında 2 yaşındaki çocuğun vajinal bölgesinde ve popo kısmında yırtıklar görünüyor. Bu ikinci genel muayene raporunda da yer aldı.

Resim

“Bu durumun anlaşılmasının ardından hastane polisi devreye girdi, savcı geldi çocuğun ailesindeki erkekler gözaltına alındı.

“Çocuğun ailesi otopsi istemediklerini ve hemen cenazeyi alıp gitmek istediklerini belirtip durdular. “Bundan sonraki süreç savcının görevi.

“Erkek tarafı aşırı yüzsüz tavırlar içindeydi. Üzüntü belirtisi yoktu hiçbirinde. Rapora ‘düştü öldü’ yaz diye tutturdular. Hastaneye yaklaşık çok sayıda kişiyi topladılar. Çünkü bebeğe otopsi yapılmasını istemediler. Otopsi yapılmasın diye direndiler.  Polis bu kişileri zorla dağıttı.”

“Aile çocuğun cenazesini hemen alıp gitmek isteyince biz ‘şüpheli durumlar olduğunu’ söyledik. Bu sefer ona  ‘fasulye sırığına düştü’ diyorlar. Tek görgü tanığının 5 yaşındaki ablası olduğunu söylediler. Onun için de çok endişeliyiz.

“Bu çocuğun aileden alınıp derhal sosyal hizmetler korumasına verilmesi gerekiyor. Bunca yıldır doktorum ben böyle bir vahşet görmedim. Deliller bunun bir kerelik bir tecavüz olmadığını söylüyor. Bu çocuğun çok uzun zamandır tecavüze uğradığını düşünüyorum.”

SOSYAL MEDYADA İNFİAL OLUŞTURAN "TECAVÜZÜ DEDESİ YAPTI VE BALKONDAN ATTI"  İDDİASI
2 yaşındaki E. Y.'nin şüpheli ölümü sosyal medyada da gündeme otururken ortaya atılan iddia infial yarattı. Twitter'da yapılan bazı paylaşımlarda, 2 yaşındaki bebeğe öz dedesi C.S'nin cinsel istismarda bulunduğu öne sürüldü. 

Ölen bebeğin Babasının ifadesi şöyle:

“Biz fasulye, masulye hiçbir şey söylemedik. Düştüğü yerde tam ekilmiş karalahana vardı. Sadece o vardı. Düştüğü yer ikinci kattı. Ben o zaman evde yoktum. Böyle boş haberler yapılmış. Ben bunun peşini bırakmayacağım zaten.”

Bebeğin. Annesi, “Benim ciğerparem. Ciğerim yanıyor alev alev” diyerek  çocuğun vajinal bölgesinde herhangi bir yaralanma olmadığını ileri sürdü. Anne, “Sadece karalahananın üstüne düşünce göğsünde morluk oluştu. Bunun dışında tertemizdi. Cenazeyi yıkayanlar da şahit. Evi pireler basmıştı. Çocuğumun kolları ve bacakları kaşınıyordu. Vücudundaki lekeler ancak bu olabilir. İlaçlama şirketini aradığıma dair telefon kayıtları da var.” dedi.

Anne aynı zamanda istismar iddialarıyla gündeme gelen dedenin olaydan üç ay önce köye gittiğini ve çocuğun cenazesinden iki gün sonra eve geldiğini söyledi.

Annenin açıklaması şu şekilde:

“Benim ciğerim pare. Yanıyor. Alev. Ben bu haberlerle yıkıldım. Çocuğumun acısını bu insanlar yüzünden yaşayamadım. Bizim ciğerimiz yanıyorken saçma sapan şeylerle uğraştırıyorlar bizi. Evladımı toprağa verdim. Ben iki evladıma pamuk gibi bakıyordum. Evladımın acısını onlar yüzünden bir tarafa bırakmak zorunda kaldım. Psikolojimiz bozuldu. Yeter artık. Benim evladım yedi yaşındaki çocuğumun ellerinden kayıp gitti. Ben mutfakta çocuğuma yemek hazırlarken çocuğumu kucağından düştü. Dedesi nenesi zaten köydeydi. Saçma sapan bir fotoğraf koymuşlar dedesi bile değil o. Bunun öbür dünyası yok mu? Ben hakkımı helal etmiyorum. Bu olayı yanlış yazan herkese hakkım haram olsun.”

PİRE İDDİASI
“Benim kızımı pireler ısırmıştı. İki hafta önce evi pireler bastı. Her yeri kaşınmaktan leke olmuştu. O lekeden dediler ki şüpheli ölüm. Benim ilaçlama şirketini aradığıma dair kayıtlar var. Neyi arıyorlar? Bir şey bulamayacaklar ki. Doktorun sırf inat uğruna böyle bir şey yapması ne kadar doğru? Sadece gıcık olduğu için yaptı. Doktorun raporu paylaşması bile suç. Biz çocuğumuzu almak isteyince oldu. Bir anne olarak ben çocuğumun kestirilmesini istemiyorum. Bu normal değil mi? Bunun altından neden sırf gıcık uğruna, inat uğruna bunu yaptılar? Altından ne çıkacak? Olmayan bir şeyin altından ne çıkacak? Ben kendime bu kadar güvenirken, kocam kendine bu kadar güvenirken. Kocam işte, kayınvalidem kayınpederim zaten köyde. Evde erkek yokken ne olmuş olabilir? Dede Allah kahretsin onları diyor. Dedesi öldükten iki gün sonra geldi.”

“GÖZALTI OLMADI”
“Herhangi bir gözaltı veya tutuklama olmadı. Polisler bize ‘sen git evinde acını yaşa’ dediler.”

“KIZIM KORUMAYA ALINMADI”
“Diğer kızım da benimle. Bugün okula götürdüm onu. Korumaya alındı haberleri yalan. Dede ‘Allah kahretsin’ onları diyor. Dedesi öldükten iki gün sonra geldi. Sadece göğsünde morluk var yani düştüğü yerde. Cenazeyi yıkayanlar da şahit. Tertemizdi vücudu.” (Kaynak: https://tele1.com.tr/balkondan-dustu-denilen-bebegin-annesi-sessizligini-tele1e-bozdu-doktor-gicikligindan-otopsi-istedi-698323/ )

KAYNAK HABER VE  PAYLAŞIMLAR : "1)-  Ailesi "Fasulye sırığına düştü" demişti! 2 yaşındaki kız çocuğunun ölümünde mide bulandıran iddia! Öz dedesi... - GÜNCEL HAYAT - Demokrat TV 

2)-  beylikduezue tecavuez - Twitter Arama / Twitter 

3)- Ailesi "Fasulye sırığına düştü" demişti! 2 yaşındaki kız çocuğunun ölümünde mide bulandıran iddia! Öz dedesi... - Son Dakika Haberler (mynet.com) 

4)- Who? Twitter'da: "Beylikdüzü’nde 2 yaşındaki çocuğa tecavüz edip, balkondan düştü diye üzerini kapatmaya gizlemeye çalışan kişi çocuğun öz dedesi Cemil Soysal… #cokusdonemi #cemilsoysal https://t.co/KkEiV6FxPy" / Twitter 5)- mühendisyen Twitter'da: "Şimdi bir haber var.. Yazarken dahi çok kötü hissediyorum.. 2 yaşında bir bebek öz dedesi tarafından tecavüze uğruyor. Olaya ise 5 yaşındaki kız çocuğu ablası şahit oluyor.. İyi değilim, 2 yaşındaki çocuk ölüyor, 5 yaşındaki çocuk hala ailede, elimden geldikçe anlatayım süreci.." / Twitter "

ADLİ TIP KURUMU RAPOR HAZIRLADI BASIN DİRENÇ GÖSTERMEYE DEVAM EDİYOR.

Olayla ilgili her geçen gün ise ortaya yeni iddialar atılmakta. DHA'nın haberine göre, bebeğin ölümü emniyet kayıtlarına 'şüpheli' olarak geçirildi. Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı, bebeğin ölümüyle ilgili soruşturma başlattı. Soruşturma kapsamında 2 yaşındaki bebeğin cenazesi Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. Adli Tıp Kurumu'nda yapılan incelemeler sonrası rapor hazırlanarak, başsavcılığa gönderildi.

Raporda bebeğin 'Yüksekten düşme sonucu meydana gelen beden travması ve iç kanama' nedeniyle öldüğü belirtildi. Bebeğin hastanedeki adli muayene raporunda yapılan tespitler, Adli Tıp Kurumu raporlarında doğrulanmadı. Raporda bebeğin cinsel istismara uğradığına ilişkin bulgu olmadığı tespiti yer aldı.

"RABİA NAZ VATAN'I HATIRLAYIN. BU KURUM ŞAİBELİ BİR KURUMDUR"

Hastane doktorlarından hastanenin Acil Tıp Uzmanı Dr. Evren Arslan, bebeği ilk muayene eden doktor, Türk Tabipleri Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı, İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi Genel Başkan Yardımcısı Avukat Çağla Gül Bulut ile Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği'nden Dr. Ezgi Gevher, Cumhuriyet'e konuştu.

Evren Arslan, adli tıp raporunun ve DNA örneğinin bu kadar (14 gün) hızlı çıkmasının normal olmadığını belirtti. Basit trafik kazalarında dahi raporların bir ayda çıktığını söyleyen Arslan, "Adli tıp raporunun bu kadar hızlı çıkması normal değil. Raporun aceleye getirildiği kanaatindeyim. Bebeği 4 doktor gördü. Muayene raporunu 1 doktor yazdı ve adli tıp ise 14 günde 'istismar yoktur' dedi. Yani Adli Tıp Kurumu'na göre 'rektumdaki yırtıklar fasulye sırığı' imiş" ifadelerini kullandı.

Bebeğin ailesinin bir aşiretin mensupları olduğunu söyleyen Evren Arslan, AKP'li olduğunu düşündükleri bir kişinin doktora raporu değiştirmesine yönelik baskı yaptıklarını iddia etti. 

Arslan, ortada bir sürü yalan haber olduğunu ve bebeğin dedesi olarak sosyal medyada paylaşılan kişiyle ilgili iddiaların da yanlış olduğunu söyledi. Arslan, konuşmasına şu şekilde son verdi:

"Rabia Naz Vatan'ı ve Kuddusi Okkır'ı hatırlayın. Bu kurum şaibeli bir kurumdur. Güvenilir olmadığı zaten ortada."

BEBEĞİ İLK KEZ MUAYENE EDEN DOKTOR KONUŞTU

Bebeği hastaneye geldiğinde ilk kez muayene eden doktor, birkaç gün önce savcılığa ifade vermeye gittiğini söyledi. Adli Tıp raporu ile ilgili haberleri gördüğünü ancak bu olayda bazı sıkıntılar olduğunu anlatan doktor, "Şu an doktorlar üzerinde baskı mevcut ve bu sürecin doğru aydınlatılması lazım. Adli Tıp eğer buna 'düşmeye bağlı' diyorsa onun üzerine başka bir şey söyleyemiyoruz" ifadelerini kullandı.

Düşme bulgusu görmediklerini ve hastanedeki doktorların da bu kanaatte olduğunu aktaran doktor, sözlerine şu şekilde son verdi:

"Düşmeye bağlı morluk diyorlar ama o morluk tek günlük değil. Bu bulgular mevcut. O gün olmamışlar, biz buna eminiz. Oradaki bulgular ne bulgusu?"

"RAPORU YAYINLAYAN AJANSIN BİLGİYİ NEREDEN EDİNDİĞİ DE ÖNEMLİ"

Meslek hayatında, şaibeli adli tıp raporlarına sürekli rastladığını belirten Şebnem Korur Fincancı, Adli Tıp Kurumu'na yapılan atamaların liyakatle ve bilişsel değerlendirmelerle yapılmadığını söyledi.

Raporlara etki edilebildiğini anlatan Fincancı, aşağıdaki uyarıları sıraladı:

  • Raporu ilk kez yayımlayan ajansın bilgiyi nereden edindiği önemli.
     
  • Raporlara her zaman bir müdahale olduğunu gördüğüm oldu. Adalet Bakanlığı'na bağlı bir kurumdan bahsediyoruz.
     
  • Meslektaşlarımız bağımsızlıklarını korumaya gayret etseler de ne ile karşılaşacağımızı bilme olasılığımız yok.

"YOZLAŞMALARA KAPALI OLMALARI GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUZ"

Avukat Çağla Gül Bulut ise, vakalara tek bir doktorun bakmadığını ancak yine de yeterli inceleme yapılmamış olabileceğini söyledi. Doktorları zan altında bırakmak istemediğini aktaran Bulut, "Ama bazı müdahaleler de olabilir. Biz orada olan kişilerin bu tarz yozlaşmalara kapalı olmaları gerektiğini düşünüyoruz. Buna kesin bir şekilde 'etki yoktur' ya da 'vardır' da diyemeyiz" dedi.

"BİR BEBEK ÖLÜMÜ NE OLURSA OLSUN ADLİDİR"

Doktor Ezgi Gevher ise bazı vakaların savcılık boyutunda dahi müdahaleye uğradığını belirterek, bir çözülmenin olduğunu söyledi. Kuruma tamamen bir güven duyulmadığını anlatan Gevher, sözlerine şu şekilde son verdi:

"Bu alan etki edilmemesi gerekilen bir alan. Böyle bir şeyin olmasını arzu etmiyoruz. Rabia Naz Vatan cinayeti davasında bu olayı gördük, adli tıpa müdahale edildiğini biliyoruz. Bu kuruma ilişkin bir şüphe varsa bu büyük bir problem. Bir bebek ölümü ne olursa olsun adlidir. Bunun soruşturulması lazım. Ailenin adli meselese açılmasın diye sergilediği tavır da problem. Yüksekten düştü diye getirilen bir çocuk varsa, burada da büyük bir ihmal mevcutttur." (KAYNAK: https://www.cumhuriyet.com.tr/turkiye/--1983170?utm_medium=Slider%20Haber&utm_source=Cumhuriyet%20Anasayfa&utm_campaign=Slider%20Haber )

"HANGİ SİYASİ PARTİLER NORMAL DEFİN İÇİN ARIYOR?"

Öte yandan Gazeteci Hakan Gülseven, Twitter hesabından dün sabah saatlerinde “Size bir şey diyeceğim. Bugün Beylikdüzü hastanesine üç-dört yaşında bir kız çocuğunun cesedi geldi. Fotoğrafları bana yolladılar. Tecavüz... Aile büyük ihtimal. Siyasî partiler normal defin için arıyor. Ne kadar Allah varsa, onlar belanızı vermezse ben ve arkadaşlarım vereceğiz” açıklamasında bulunmuştu.

Cesaret ve azimleri ile Acıya ses olan İlgili Cumhuriyet Savcılığı'na Gazeteci Evrim KEPENEK, Gazeteci Hakan GÜLSEVEN, Ahmet ŞIK, Ayça SÖYLEMEZ,Büşra SANAY,Tuğçe YAMANKAYA,İnci HEKİMOĞLU, Büşra İLARSLAN ve görev yaptıkları medya platformlarının hepsine ONGUN HABER olarak çok teşekkür ederiz,iyiki varsınız, Dünyayı,ruhunuzdaki adalet duygusu güzelleştirecek. LÜTFEN BU OLAY KAPATILMASIN,İZİN VERMEYİN...

Editör: Haber Merkezi