İnfaz düzenlemesini içeren Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek yasalaştı.
AK Parti ve MHP gruplarının ortak hazırladığı düzenlemeye göre, infaz hakimliğinin mevcut görevleri arasına Cumhuriyet savcısının ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazına ilişkin verdiği kararlara karşı yapılan şikayetleri incelemek ve karara bağlamak, ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazına ilişkin hakim veya mahkeme tarafından verilmesi gereken tüm kararları vermek ve işleri yapmak görevleri de eklenecek.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, AK Parti ile ortak verdikleri infaz teklifi görüşmelerinin son gününde Meclis Genel Kurulu çalışmalarına katıldı.
Koronavirüs (Covid-19) salgını nedeniyle birçok önlemin alındığı Meclis Genel Kurulu’na maske takarak giren Bahçeli’yi MHP grubu ve bazı AK Partili Milletvekilleri ayakta karşıladı.
İnfaz Hakimliği Kanunu'nun amacı, yapılan düzenlemeye uyum sağlaması için, "Bu Kanun, ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde bulunan hükümlü ve tutuklular hakkında yapılan işlemlere veya bunlarla ilgili faaliyetlere ya da Cumhuriyet savcısının ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazına ilişkin verdiği kararlara yönelik şikayetleri incelemek ve karara bağlamak, ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazına ilişkin hakim veya mahkeme tarafından verilmesi gerekli kararları almak, işleri yapmak ve kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirmek üzere kurulan infaz hakimliklerine ilişkin hükümleri kapsar." şeklinde değiştirilecek.
İnfaz Hakimliği Kanunu ve diğer kanunlarla verilen görevleri yerine getirmek amacıyla her il merkezi ile bölgelerin coğrafi durumları ve iş yoğunluğu göz önünde tutularak, belirlenen ilçelerde Hakimler ve Savcılar Kurulunun (HSK) olumlu görüşü alınarak, Adalet Bakanlığınca infaz hakimliği kurulacak.
İş durumunun gerekli kıldığı yerlerde birden fazla infaz hakimliği kurulabilecek. Bu durumda infaz hakimlikleri numaralandırılacak. Müstakilen infaz hakimliğine atanan hakimler, adli yargı adalet komisyonlarınca başka mahkemelerde veya işlerde görevlendirilemeyecek.
İnfaz hakimliği bulundukları il veya ilçenin adı ile anılacak. İnfaz hakimliğinin yargı çevresi, kuruldukları il merkezi ve ilçeler ile bunlara adli yönden bağlanan ilçelerin idari sınırları olacak.
Ağır ceza mahkemeleri ile büyükşehir belediyesi bulunan illerde, büyükşehir belediyesi sınırları içerisindeki il ve ilçenin adı ile anılan infaz hakimliğinin yargı çevresi, il veya ilçe sınırlarına bakılmaksızın Adalet Bakanlığının önerisi üzerine HSK tarafından belirlenecek. Coğrafi durum ve iş yoğunluğu göz önünde tutularak bir infaz hakimliğinin kaldırılmasına veya yargı çevresinin değiştirilmesine, Adalet Bakanlığının önerisi üzerine HSK tarafından karar verilecek.
İnfaz hakimliğinin yetkisi, hükmün infazına ilişkin işlemin yapıldığı yere göre belirlenecek. Ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde bulunan hükümlü ve tutuklular hakkında idarece yapılan işlemler veya bunlarla ilgili faaliyetlere ilişkin yapılan şikayetler bakımından işlemin yapıldığı veya faaliyetin gerçekleştiği ceza infaz kurumunun bulunduğu yerde infaz hakimliği yetkili olacak. İnfaz hakimliğinde bir yazı işleri müdürü ile yeteri kadar personel bulunacak.
Kanunla, infaz hakimlerine yeni görevler de verildi. Buna göre, infaz hakimleri, Cumhuriyet savcısının ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazına ilişkin verdiği kararlara karşı yapılan şikayetleri inceleyecek.
Öte yandan infaz hakimleri, ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazına ilişkin mahsup, ceza zaman aşımı ve hükümlünün ölümü hallerinde verilecek kararlar da dahil olmak üzere hakim veya mahkeme tarafından verilmesi gerekli kararları alacak ve işleri yapacak.
Ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde hükümlü ve tutuklular hakkında yapılan işlemler veya bunlarla ilgili faaliyetlerin ya da Cumhuriyet savcısının ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazına ilişkin verdiği kararların kanun veya diğer mevzuat hükümlerine aykırı olduğu gerekçesiyle bu karar, işlem veya faaliyetlerin öğrenildiği tarihten itibaren 15 gün, her halde yapıldığı tarihten itibaren 30 gün içinde şikayet yoluyla infaz hakimliğine başvurulabilecek.
İnfaz hakiminin kararlarına karşı şikayetçi veya ilgili Cumhuriyet savcısı tarafından, tebliğden itibaren yedi gün içinde Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre itiraz yoluna gidilebilecek. Kanunlarda infaz hakiminin onayına tabi olduğu belirtilen hususlarda da bu hüküm uygulanacak.
İnfaz Hakimliği Kanunu ve Türk Ceza Kanunu ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'da infaz hakimliğinin kuruluş, görev, yetki ve işleyişine ilişkin yapılan değişiklikler veya infaz hakimliğine yeni görevler veren düzenlemeler, 1 Eylül 2020 tarihinden itibaren uygulanacak. Bu tarihe kadar mevcut hükümlerin uygulanmasına devam edilecek.
İnfaz hakimliğinin kuruluş, görev, yetki ve işleyişine ilişkin yapılan değişiklikler nedeniyle olağan veya olağanüstü kanun yolu incelemesinde bozma kararı verilemeyecek. Kanunla yapılan değişikliklerin uygulanacağı tarihe kadar, iş ve kadro durumu dikkate alınarak değiştirilen hükümlere göre infaz hakimlikleri kurulacak ve faaliyete geçirilecek.
Hüküm kesinleştikten sonra Cumhuriyet savcılığınca yapılan tebligata rağmen 30 gün içinde seçenek tedbirin gereklerinin yerine getirilmesine başlanmaması veya başlanıp da devam edilmemesi halinde, infaz hakimliği kısa süreli hapis cezasının tamamen veya kısmen infazına karar verecek ve bu karar derhal infaz edilecek. Hükmedilen seçenek tedbirin, hükümlünün elinde olmayan nedenlerle yerine getirilememesi durumunda, infaz hakimliğince tedbir değiştirilecek.
Cezanın ertelenmesi; mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi koşuluna bağlı tutulabilecek. Bu durumda, koşul gerçekleşinceye kadar cezanın infaz kurumunda çektirilmesine devam edilecek. Koşulun yerine getirilmesi halinde, infaz hakimi kararıyla hükümlü, infaz kurumundan derhal salıverilecek.
Mahkum olduğu hapis cezası ertelenen veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezası infaz edilen ya da koşullu salıverilen hükümlü; kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılamayacak.
Denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezası infaz edilen ya da koşullu salıverilen hükümlü hakkında, "Bir kamu kurumunun veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun iznine tabi bir meslek veya sanatı, kendi sorumluluğu altında serbest meslek erbabı veya tacir olarak icra etmekten yoksun bırakılmamasına" karar verilebilecek.
Kasten yaralama suçunun, üstsoya, altsoya, eşe veya kardeşe karşı, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı, kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle, kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuzu kötüye kullanılarak silahla işlenmesi halinde, şikayet aranmaksızın, verilecek ceza yarı oranında artırılırken, canavarca hisle işlenmesi halinde bir kat oranında yükseltilecek.
Kasten yaralama sonucunda ölüm meydana gelmişse yukarıdaki hallerde 12 yıldan 18 yıla kadar hapis cezası verilecek.
Örgüt Kuran ve Yönetenlerin Cezaları Artacak
Kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla örgüt kuranlar veya yönetenlerin örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaç suçları işlemeye elverişli olması halinde, 2 yıldan 6 yıla kadar aldıkları hapis cezası 4 yıldan 8 yıla çıkarıldı. Suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olanlara verilen 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ise 2 yıldan 4 yıla kadar çıkarıldı.
Kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para veren kişi, 2 yıldan 6 yıla kadar hapis ve 500 gün adli para cezası ile cezalandırılacak. Suçun bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde verilecek ceza bir kat artırılacak.
Hamilelerin Tutuklanması Yerine Adli Kontrol
Maruz kaldığı ağır bir hastalık veya engellilik nedeniyle ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremediği tespit edilen şüpheli ile gebe olan veya doğurduğu tarihten itibaren altı ay geçmemiş bulunan kadın şüphelinin, tutuklanması yerine adli kontrol altına alınmasına karar verilebilecek.
Hakkında mahkumiyet hükmü verilmiş ve bu hükümle ilgili olarak istinaf veya temyiz kanun yoluna başvurulmuş olması halinde, UYAP kayıtlarını incelemek suretiyle hükmü veren ilk derece mahkemesi de adli kontrol kararı ve tutuklama kararı verebilecek.
Terör suçları, örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçları ile örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlar ve cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlardan mahkum olanlar ile ikinci defa mükerrer olanlar ve koşullu salıverilme kararının geri alınması nedeniyle cezası aynen infaz edilenler hariç olmak üzere, kasıtlı suçlardan toplam 3 yıl veya daha az hapis cezasına mahkum olanlar hakkında verilen cezalar doğrudan açık ceza infaz kurumlarında yerine getirilecek.
Taksirli suçlardan toplam 5 yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkum olanlar, adli para cezası, infaz sürecinde hapis cezasına çevrilenler, İcra ve İflas Kanunu gereğince tazyik hapsine tabi tutulanlar için de verilen cezalar doğrudan açık ceza infaz kurumlarında yerine getirilecek.
Hükümlülerin kapalı ceza infaz kurumundan açık ceza infaz kurumuna ayrılmalarına; ceza infaz kurumlarının düzen ve güvenliği amacıyla konulmuş kurallara içtenlikle uyarak, haklarını iyi niyetle kullanarak, yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirerek geçirmiş ve uygulanan iyileştirme programlarına göre de toplumla bütünleşmeye hazır olduğunun disiplin kurulunun görüşü alınarak idare kurulunca saptanması halinde yapılan değerlendirme sonucunda karar verilecek.
Toplam 10 yıl ve daha fazla hapis cezasına mahkum olanlar ile terör suçları, örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçları, örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlar, kasten öldürme suçları, cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar ve uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarından mahkum olanların kapalı ceza infaz kurumundan açık ceza infaz kurumuna ayrılmalarına ilişkin idare ve gözlem kurulu kararları, infaz hakiminin onayından sonra uygulanacak.
Doğrudan açık ceza infaz kurumuna alınanlar dahil olmak üzere bu kurumlarda bulunan hükümlülerden firar edenler veya başka bir fiilden dolayı haklarında tutuklama kararı verilenler, idare ve gözlem kurulu kararıyla kapalı ceza infaz kurumuna gönderilecek.
Kınamadan başka bir disiplin cezası alıp, bu cezası kesinleşmiş olanlar veya asayiş ve düzenin sağlanması amacıyla disiplin cezası kesinleşmemiş olsa bile, eylemi, kurum düzeni ya da kişi güvenliği bakımından tehlike oluşturanlar idare ve gözlem kurulu kararıyla kapalı ceza infaz kurumuna gönderilecek.
Açık ceza infaz kurumu şartlarına veya çalışma koşullarına uyum sağlayamayacakları saptananlar, idare ve gözlem kurulunun kararı ve infaz hakiminin onayıyla kapalı ceza infaz kurumlarına gönderilecek.
Hükümlülerin, suç ve ceza türlerine göre açık ceza infaz kurumlarına ayrılıp ayrılmamalarına, açık ceza infaz kurumlarında geçirecekleri sürelere, kapalı ceza infaz kurumlarına gönderilmelerine, doğrudan açık ceza infaz kurumlarına alınmalarına, doğrudan açık ceza infaz kurumlarına alınanların kapalı ceza infaz kurumlarına gönderilmelerine ve diğer hususlara ilişkin usul ve esaslar yönetmelikte gösterilecek.
YENİ YASA İLE NELER DEĞİŞECEK...
Halen yürürlükte olan 5275 Sayılı Kanun hükmolunan hapis cezalarının üçte ikisinin cezaevinde infaz edilmesi kuralını benimsemiştir. Özel istisnalar dışında infazın kesintisiz bir şekilde icra edilmesi esastır. Eski infaz süresini ağırlaştıran bu sistem 5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanuna eklenen geçici maddelerle esnetilmiştir.
Öncelikle kanuna 105/A maddesi eklenerek denetimli serbestlik rejimi ihdas edilmiştir.Türk hukukunda koşullu salıverme tarihinden evvel tahliye olma imkanı getiren denetimli serbestlik rejimi hükümlülerin dış dünyaya uyumlarını sağlama düşüncesiyle infaz rejimine dahil edilmiştir. Ancak herkes bilmektedir ki denetimli serbestlik rejimine tabi tutularak tahliye olma Türk hukukuna cezaevlerindeki doluluk oranının neden olduğu olumsuzluklar nedeniyle girmiştir. Normal şartlar altında koşullu salıverme tarihinden önce cezaevinden tahliye olma imkanı olmayan hükümlüler denetimli serbestlik rejimiyle birlikte daha evvel tahliye olma imkanına kavuştular.
İnfaz rejimini tartışacaksak öncelikle bu konuda samimi olmak gerekir. İnfaz değişikliği gerçekten suçluların ıslahı ve suçla mücadele amacıyla mı yapılmıştır yoksa cezaevi yönetiminde başgösteren zorluklar ve imkansızlıklar infaz süresinin kısaltılmasına mı neden olmaktadır?
5275 Sayılı kanunda denetimli serbestlik rejimine tabi tutularak tahliye olma imkanı önce koşullu salıverme tarihine 1 yıl kalmış olan hükümlülere, daha sonra ise KHK döneminde kapsamı genişletilerek 1 Temmuz 2016 Tarihine kadar işlenen suçlar yönünden koşullu salıverme tarihine 2 yıl ve daha az süre kalan hükümlülere uygulandı. (5275 Sayılı Kanun, Geçici Madde 6/1-a)
Aynı yasa değişikliğinde üçte iki olan koşullu salıverme süresi de yarı oranına indirilmişti. (5275 SK, Geçici Madde 6/1-b) Yani koşullu salıverme süresi hesabında cezanın yarısının esas alınması bir süredir yürürlükte olan bir uygulamadır. Burada da bazı suçlar kapsam dışı bırakılmıştı.
Bu dönemde kapalı cezaevlerinden açık cezaevlerine geçişi kolaylaştıran düzenlemeler de yapıldı. Son olarak denetimli serbestlik rejimine tabi tutularak tahliye olmak için gerekli şart olan açık cezaevinde kalma şartı da 31.12.2020 Tarihine kadar ertelenmişti. Tüm bu değişiklikler 5275 Sayılı Kanuna eklenen geçici maddelerle sağlandı ve bu şekilde cezaevlerindeki doluluk oranı azaltıldı.
Şu an Meclis Genel Kurulunda görüşmeleri devam eden infaz düzenlemesine dair yasa teklifi ile denetimli serbestlik rejimi aynen muhafaza ediliyor. Koşullu salıverme süresi de 5275 Sayılı Kanuna eklenen Geçici Madde 6 ile getirilen düzenlemeyi kalıcı hale getiriyor. Bugünkü tablo denetimli serbestlik rejiminin kalıcı bir infaz kurumu haline geldiğini de gösteriyor.
Böylece infaz rejimi şu aşamalardan oluşmuş oluyor:
1. Hükmün kesinleşmesiyle infazın başlaması
2. Denetimli serbestlik rejimi ile ilk defa tahliye
3. Koşulla Salıverme sürecinin başlaması
4. İnfazın tamamlanması
Yasa teklifi ile koşullu salıverme süresi kural olarak mahkum edilen cezanın yarısı olarak belirlenmiş durumda. Belirtelim ki yürürlükteki mevzuat uyarınca 1.7.2016 Tarihine kadar işlenen suçlar yönünden de koşullu salıverme süresi 1/2 oranında uygulanmaktadır.
Yasa teklifinde kamuoyunda infial oluşturan suçlar olarak nitelendirilen bazı suç tipleri yönünden eski kural olan mahkum olunan cezanın üçte ikisi kuralı aynen korunmuş. Terör suçları yönünden de hükümlü lehine bir düzenleme söz konusu değil. Siyasi iktidar bu suçların kapsam dışı bırakıldığını belirterek yasa teklifinin olumlu karşılanmasını bekliyor.
Kapalı Ceza İnfaz Kurumdunaki infaz süresini iyi halli geçiren hükümlüler bu haktan cezanın yarısı şeklinde faydalanabileceklerdir.
Kasten öldürme, işkence ve eziyet, cinsel saldırı, reşit olmayanla cinsel ilişki, cinsel taciz, cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlardan hapis cezasına mahkum olan çocuklar, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçundan hapis cezasına mahkum olan çocuklar, devlet sırlarına karşı ve casusluk suçlarından mahkum olanlar için koşullu salıverme süresi mahkum olunan cezanın üçte ikisi olacaktır.
Ayrıca, suç işlemek için örgüt kurmak veya yönetmek ya da örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlar ile Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlardan mahkûm olan çocuklar hakkında koşullu salıverilme oranı üçte iki olarak uygulanır.
Yeni teklif ile denetimli serbestlik rejiminin kapsamının hükümlü lehine genişlemesi ve koşullu salıverme süresinin kısalması hükümlünün cezaevinde kalma süresini önemli ölçüde düşürecektir. Yeni teklifteki en büyük olumsuzluk bu düzenleme gibi görünmektedir. Bir yandan koşullu salıverme süresi çoğu suç tipi yönünden mahkum olunan cezanın yarısı olarak belirlenirken aynı zamanda denetimli serbestlik rejimi de muhafaza edilmektedir.
Yeni infaz düzenlemesi ile denetimli serbestlik rejimi şu şekilde uygulanacak;
İlk olarak 30.03.2020 Tarihine kadar işlenen suçlar yönünden koşullu salıverme tarihine 3 yıl veya daha az süre kalan hükümlüler denetimli serbestlik rejimine tabi tutularak tahliye olabileceklerdir. Bunun anlamı halen yargılaması devam eden kişiler yönünden de bu yeni infaz rejiminin uygulanacağıdır. Zira 30.03.2020 Tarihinde işlenmiş bir suç kuvvetle muhtemele henüz yargılanmamış ve kesinleşmemiştir.
30.03.2020 Tarihinden sonra işlenen suçlar yönünden ise yeni düzenleme koşullu salıverme tarihini 2 yıl olarak belirlemektedir. Burada da bazı suçlar (sık sık kamuoyunda infial oluşturan suçlar tabiri kullanılıyor) kapsam dışı bırakılmıştır.
Bu tarihten sonra işlenen suçlar yönünden kişinin denetimli serbestlik rejiminden faydalanabilmesi için koşullu salıverme tarihine kadarki cezasının beşte dördünü cezaevinde tamamlaması gerekecektir.
Bir örnekle açıklamak gerekirse,
Düzenleme haricinde bırakılmayan suçlardan birisi nedeniyle 6 Yıl Hapis cezasına mahkum edilen bir hükümlü için koşullu salıverme tarihi cezanın infazının başladığı tarihten itibaren 3 yıldır.
Yeni düzenleme ile hükümlü 3 Yıllık sürenin beşte dördünü cezaevinde geçirmesi durumunda denetimli serbestlik rejiminden faydalanabilecektir. Bu durumda 3 yıllık sürenin beşte dördünün hesaplanması gerekecektir. Bu durumda kişi yaklaşık 7 ay cezaevinde kaldıktan sonra denetimli serbestlik rejimine tabi tutularak tahliye olabilecektir.