Alparslan Türkeş liderliğinde 1969'da Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi'nin isminin değiştirilmesiyle kurulan Türk siyasi hayatının önemli unsurlarından Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) 56 yaşına girdi.
Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisinin ismini Milliyetçi Hareket Partisi olarak değiştirmesiyle 1969'da kurulan parti, Alparslan Türkeş'in ardından Devlet Bahçeli'nin liderliğinde Türk siyasi hayatının önemli unsurlarından olmayı sürdürüyor.
Ülkücü Hareket'in Başbuğu Alparslan Türkeş'in, 1965'te Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi Büyük Kurultay'ında Genel Başkanlığa seçilmesi sonrasında partinin adı 1969'da Milliyetçi Hareket Partisi, amblemi de "üç hilal" olarak değiştirildi, böylece MHP Türk siyasi hayatındaki yerini aldı.
Tüzüğünde "Meşruiyeti milli irade olan, insan odaklı, seviyeli, ilkeli, dürüst bir siyaset anlayışıyla adaleti ve hakkaniyeti esas alan bir yönetim anlayışını tesis etmek; toplumsal barış ve huzuru hakim kılmak, yüce Türk Milletinin milli ve manevi değerleriyle tarihi ve kültürel zenginliklerine sahip çıkmak, devletin, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü, hak ve menfaatlerini korumak" gibi amaçlara yer verilen parti, 12 Ekim 1969 seçimlerinde yüzde 3 oy alarak kurucu lider Alparslan Türkeş'i Adana'dan milletvekili çıkardı.
MHP, 14 Ekim 1973 seçimlerinde yüzde 3,4 oy alarak 3 milletvekili çıkarırken, Alparslan Türkeş, Süleyman Demirel'in Başbakanlığında kurulan birinci "Milliyetçi Cephe" hükümetine 2 bakanlık alarak dahil oldu. Bu hükümette, Alparslan Türkeş Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı, MHP Ankara Milletvekili Mustafa Kemal Erkovan ise Devlet Bakanı oldu.
MHP, 5 Haziran 1977 seçimlerinde oyunu artırarak, yüzde 6,4 ile 16 milletvekili çıkardı ve yine Süleyman Demirel'in Başbakanlığında ikinci "Milliyetçi Cephe" hükümetinde 5 bakanlık aldı.
Merhum Alparslan Türkeş, yine Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanlığı görevini yürüttü.
12 EYLÜL DARBESİYLE MHP VE ALPARSLAN TÜRKEŞ'E SİYASİ YASAK GELDİ
MHP, 12 Eylül 1980 darbesinin ardından kapatıldı.
Partinin çizgisi, 1983'te yeni partilerin kurulmasına izin verilince Mehmet Pamak tarafından kurulan Muhafazakar Parti tarafından temsil edildi.
Bu parti, 1985'de adını Milliyetçi Çalışma Partisi (MÇP) olarak değiştirdi. 1987 referandumundan sonra Alprslan Türkeş'in siyasi yasağı kalkınca, MHP'nin kurucu lideri, MÇP Genel Başkanı oldu.
MÇP'nin 24 Ocak 1993'teki Genel Kurulu'nda, delegelerin oy birliğiyle partinin adı yeniden MHP oldu ve genel başkanlığa tekrar Alparslan Türkeş seçildi.
Ülkücü Hareket'in Başbuğu Alparslan Türkeş'in 4 Nisan 1997'de uçmağ'a kavuşmasının ardından 6 Temmuz 1997'de yapılan olağanüstü kurultayda oğlu Sayın Tuğrul Türkeş ile Sayın Devlet Bahçeli arasında yapılan seçim yarışını Sayın Devlet Bahçeli kazandı ve MHP Genel Başkanlığına seçildi.
SAYIN DEVLET BAHÇELİ DÖNEMİ
MHP, Bahçeli genel başkanlığında girdiği 1999 genel seçimlerinde yüzde 17,98 oy alarak DSP'nin ardından en çok oy alan ikinci parti oldu ve 129 milletvekili çıkardı.
Kurulan DSP-ANAP-MHP koalisyonunda, biri başbakan yardımcılığı olmak üzere 12 bakanlık alan MHP, koalisyonun ikinci büyük ortağı oldu.
Türkiye 2002'de yeni bir seçime giderken, oy oranı yüzde 8,3'e düşen MHP, parlamentoya giremedi.
Milliyetçi Hareket Partisi, 2007 genel seçimlerinde yüzde 14,29 oy ile 71 milletvekilliği kazandı ve TBMM'de yeniden grup kurdu.
MHP, 2011 genel seçimlerinde yüzde 14,27 oy alarak 53 milletvekili, Haziran 2015 genel seçimlerinde yüzde 16,29 oy alarak 80 milletvekili ile Mecliste temsil edildi.
MUHALİFLER HAREKETE GEÇTİ
MHP'nin, yüzde 11,94 oy alarak 40 milletvekili çıkardığı 1 Kasım 2015 genel seçimlerinin ardından partide muhalif sesler yükselmeye başladı.
Bahçeli, 15 Kasım 2015'te seçim sonuçlarını değerlendirmek üzere il başkanlarını Ankara'da topladı.
Toplantı sonrası yapılan açıklamada "birlik" mesajı verilmesine rağmen Sinan Oğan, Koray Aydın ve Meral Akşener, partide değişim istediklerini belirterek, genel başkanlığa aday olduklarını açıkladı.
MHP tüzüğü, olağanüstü kongrelerde genel başkan seçimine izin vermediği için tüzük tadilatı kongresi düzenleyerek, arkasından genel başkan seçmek isteyen muhalifler, birlikte hareket ederek kayıtlı bin 232 delegeden imza toplamaya başladı.
Sayın Devlet Bahçeli ise parti içinden yükselen "olağanüstü kurultay taleplerini" reddederek, kurultayın 2018'de yapılacağını açıkladı.
Daha sonra yaşanan bir dizi hukuki süreç çerçevesinde, "Çağrı Heyeti"nin olağanüstü kongrenin yapılacağını duyurduğu tarih olan 15 Mayıs'ta, partililer Büyük Anadolu Oteli'ne gitmek üzere toplandı ancak polisin aldığı önlemler nedeniyle otele ulaşamadı.
Sayın Devlet Bahçeli, muhaliflerin bu girişimini "tarla kongresi" olarak nitelerken, Akşener'in başını çektiği muhaliflerin bir kısmı daha sonra İyi Parti'yi kurdu.
AK PARTİ İLE "CUMHUR İTTİFAKI" KURULDU
MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli, 11 Ekim 2016'daki grup toplantısında yaptığı "Başkanlık sistemi" çıkışıyla Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ve 16 Nisan 2017'deki anayasa değişikliğine giden yolu açan isimlerden oldu.
Türkiye, bu referandumda Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçti.
MHP, 24 Haziran 2018'de erkene alınan Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimine AK Parti ile kurduğu "Cumhur İttifakı" ile girdi.
MHP bu seçimde yüzde 11,1 oy oranı ile 49 milletvekili çıkardı.
2023'te yapılan genel seçimlerde de Cumhur İttifakı'nda yer alan MHP, yüzde 10,07'lik oy aldı. MHP parlamentoda 48 sandalyeye sahip.
MHP Lideri Bahçeli'den MHP'nin Kuruluşunun 56. Yılı Açıklaması
MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli, partisinin kuruluşunun 56. yıl dönümü nedeniyle yazılı açıklama yaptı.
Sağlık durumuna ilişkin de bilgi veren Sayın Devlet Bahçeli, "Malumlarınız olacağı üzere her insanın başına gelebilecek bir rahatsızlık devresinden geçerek tedavi sürecimin sonuna yaklaştım ve hamdolsun hızla iyileşme sürecine girdim. Bu kapsamda şifayı bahşeden Rabbim'e şükrediyorum." ifadesini kullandı.
Sayın Bahçeli, tıbbın tüm imkanlarını seferber eden, ihmal ve ihtiyatsızlığı bütünüyle dışlayarak hiçbir ayrıntıyı gözden ve dikkatten kaçırmayan, muayene ve müdahale süreçlerinde insanüstü çalışma azmi sergileyen Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesinin doktorlarına ve sağlık çalışanlarına şükranlarını sunduğunu ifade ederek, "Yanı sıra geçmiş olsun dileklerini ileten, arayıp hal hatır soran, dualarıyla ve iyi niyet temennileriyle mesajlarını ulaştıran bütün dava arkadaşlarıma, milletimizin her güzel insanına, hayatımın farklı veçhelerinde tanıdığım bildiğim değerli şahsiyetlere gönülden saygı ve sevgilerimi paylaşıyor, özellikle teşekkür ediyorum. Beddua edenlere gelince, onların alayını Cenab-ı Allah'a havale ediyorum." açıklamasında bulundu.
Partisinin kuruluşunun 56'ncı yıl dönümüne ilişkin "Fazilet, feragat ve fedakarlık timsali camiamızla yüz yüze dertleşmeyi, geçmişi anmayı ve kuruluşumuzun aziz hatıralarını gelecek hedeflerimizle cem ederek konuşmayı çok arzu ederdim." ifadesini kullanan Sayın Bahçeli, MHP'nin Türk demokrasi ve siyaset hayatındaki özgül ağırlığını, üzerinde oynanan oyunları, yapılan operasyonları, bitmeyen saldırıları, tükenmeyen ihanetleri, sipariş ve bağlantılı kopuşları dönem dönem anlatarak tarihi bir yüzleşme sayfasını aralamayı da düşündüğünü aktardı.
Sayın Devlet Bahçeli, "Allah ecelden aman verdiği müddetçe bu gayenin tecellisine er ya da geç bilcümle halinde mutlaka şahitlik edilecektir. Hayatını davasına, vatanına ve milletine adamış bir ülkücü olarak üstlendiğim tarihi sorumluluğun, başımın üstünde taşıdığım değer ve emanetlerin her zaman bilincinde oldum." değerlendirmesinde bulundu.
MHP'nin 56 yılının tamamını şuurla ve gururla yaşadığını ifade eden Sayın Bahçeli, şöyle devam etti:
"Dava ve siyaset mücadelemde hiçbir kırıklığa uğramadım, zira bunu aklımdan dahi geçirmedim. Ülkücünün, ülküsüyle münasebeti, merhum Galip Erdem'in ifadesiyle söyleyecek olursam, hakiki bir aşkta, sevenle sevgilinin irtibat ve ilişkisinin aynısıdır. Ülkücü akıl kutbu, ahlak kahramanıdır. Buna inanmanın yanında yaşayarak tecrübe ettim.
Kimsenin güdümüne girmeden, kimseye kötülük düşünmeden, kimsenin keyfine ve süfli emellerine eyvallah etmeden Türk milletinin varoluş haklarını savunduk, ülkülerimizin ağaracak tan yeri aydınlığıyla ülkülerimizi diri tuttuk. Merhum İbrahim Kafesoğlu'nun müstesna tarifiyle milliyetçiliğin, insana milli ve beşeri üstünlük sağlayan yüksek ahlakın ta zirvesinde yer alan ruh hali olduğunu gördük ve gösterdik. Türk tarihinin derinlerinden kopup gelen kutlu ve ulvi mirası hayata ve hadiselere bakışımızın bihakkın mihveri yaptık."
Sayın Devlet Bahçeli, Türk milletine hasbi sevgi besleyen, hakikatli mensubiyet onuruyla beslenen Milliyetçi-Ülkücü hareketin tertemiz fikriyle, pirüpak mücadelesiyle, fidan gibi evlatlarını şehitliklere emanet edişiyle, zindanları taş medreseye çevirişiyle haklı bir övgünün markası ve muhatabı olduğuna işaret ederek, dünyanın karmakarışık olduğu şu günkü zamanda Türkiye için Türk milliyetçiliğinin en emin, en güvenli, en güçlü aksiyon ve düşünce limanı olduğunu vurguladı.
Kaynak: ONGUN HABER