Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, eğitim gündemini değerlendirmek amacıyla medya kuruluşlarının Ankara temsilcileriyle bir araya geldi. Bakan Tekin, eğitim gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Başkent Öğretmenevinde gerçekleştirilen programda, maarif meselesinin çok daha geniş, çok daha vizyoner bir anlayışla ele alınması gerektiğini ifade etti.
Maarifin çok daha geniş ve vizyoner bir anlayışla ele alınması gerektiğini söyleyen Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Milli Eğitim Bakanlığının, resmi ve özel yaklaşık 74 bin okulda 20 milyon öğrenci ve 1 milyon 210 bin öğretmenle toplumun tamamına hitap ettiğini belirtti. Bakan Tekin, Öğretmenler Odası Buluşmaları ve paydaşlarla görüşmeler sonrasında ders çizelgelerinin güncellenmesi, seçimlik ders seçeneklerinin genişletilmesi, özel öğretim kurumlarıyla ilgili ihtiyaçlar, deprem bölgesindeki öğretmenlerin yer değiştirme hakkı, depremzede öğrenciler için LGS’de ilave kontenjan, öğretmenevlerin konaklamayla ilgili talebi, zorunlu hizmet affı, yer değiştirme sürecinde yaşanan tıkanıklıklar gibi birçok konudaki düzenlemeyi sahadan beslenerek hayata geçirdiklerini söyledi.
SINIF TEKRARI MÜMKÜN OLMAYACAK
“Özellikle ortaöğretim kurumlarındaki öğretmen arkadaşlarımızın çok eleştirdikleri hususlar oldu” diyen Bakan Tekin şöyle devam etti:“Bunlardan bir tanesi, özellikle liselerde sınıf tekrarının olmamasının ortaya çıkardığı sorunlardan bahsedildi. Bu zaten bizim de gündemimizdeydi. Dolayısıyla bununla ilgili bir tedbir alacağız. Yeni dönemde sınıf tekrarının mümkün olduğu bir süreç söz konusu olacak. Önümüzdeki eğitim öğretim yılı sonunda çocuklarımız af ya da benzeri beklenti içinde olmasınlar. Devamsızlık ve sınıf tekrarı konusunda çok ciddiyiz. Şimdiden arkadaşlarımızı uyarmış olalım, sonra bir problemle karşılaşmamak adına.
AÇIK LİSEYE GEÇİŞ ZORLAŞACAK
Özellikle 11’nci sınıftan 12’nci sınıfa geçen ortaöğretim öğrencilerinin arasında yaygınlaşmaya başlayan, özellikle pandemi ile başlayıp depremle devam eden süreçte açık liseye kaymalar söz konusuydu. Açık liseye kaymalarla ilgili de bir dizi tedbiri önümüzdeki günlerde mevzuat değişiklikleriyle almış olacağız. Bu bizim için çok önemli. Hem örgün eğitim çağındaki bir gencimizin, yaygın eğitim kurumlarına gitmesini doğru bulmuyoruz hem de açık okullara devam eden bu çocuklarımız özellikle çok sayıda arkadaşımızın eleştirdiği bu merdiven altı, izinsiz kurslar üzerinden bir hazırlık sürecine devam ediyor. Bu merdiven altı yapılarla mücadele etmek açısından özellikle 11. sınıftan 12. sınıfa geçen öğrencilerin açık liseye erişim, açık liseye nakil süreçlerini zorlaştırarak merdiven altı, eğitim verdiğini iddia eden yapılarla da mücadele edeceğiz. Açık liseye geçişleri zorlaştıracağız. Kovid-19 salgını döneminde elektronik ortamda yapılan açık lise sınavlarını eski haline dönüştürmeyi planlıyoruz.
EĞİTİM VE ÖĞRETİM SROUNSUZ BAŞLAYACAK
Deprem bölgesinde yıkılan ya da kullanılamaz durumda yaklaşık 11 bin derslik bulunuyor. Çelik yapılarla yaklaşık 60 günde inşa edilebilen derslikler veya okullar inşa ettik. Bunlar, aslında betonarme yapılardan kullanım açısından pek de farkı olmayan hatta daha kompakt eğitim yapıları. Hem hızlı yapılıyor hem de en az betonarme binalar kadar kullanım ömrüne sahip. Dolayısıyla şu anda 400 civarında dersliği, çelik yapılarla inşa edip 1 Eylül itibarıyla eğitim öğretime bunlarla başlayacağız. İkincisi, hem üretim imkanı hem bütçe olanakları açısından ikinci bir faz olarak da toplam 4 bine yakın çelik yapı yapmayı planlıyoruz. Onların bir kısmını da şubat ve önümüzdeki eylül ayında yetişecek şekilde planladık. Dolayısıyla 1 Eylül itibarıyla eğitim öğretim yılını sorunsuz bir şekilde başlatacak tedbirlerimizi aldık. Onarımla birlikte kullanılabilecek durumdaki yaklaşık 45 bin dersliğin onarımı tamamlanmış durumda.
ZORUNLU TELAFİ PROGRAMI
Deprem bölgesindeki öğrencilerin öğrenme kayıplarını gidermek amacıyla yaz aylarında isteğe bağlı telafi programları organize ettik. Öğrenci kardeşlerimize istedikleri takdirde telafi imkanını sunduk, bunlara da yoğun bir katılım oldu. Fakat 1 Eylül itibarıyla bunlar tamamlanacak, 11 Eylül tarihi itibarıyla da bölgedeki 11 ilin tamamındaki öğrencilerimize yaklaşık 4 haftalık zorunlu bir telafi eğitim programı başlamış olacak, bu eğitime katılmak, okullardaki öğrencilerimiz için zorunlu olacak.
DEPREMZEDELERE POZİTİF AYRIMCILIK
Depremzede öğrencilere LGS yerleştirmeleri kapsamında pozitif ayrımcılık yaptık. Türkiye’nin her tarafındaki okullarda bu arkadaşlarımız için kontenjan oluşturduk, bunu da bölgedeki arkadaşlarımızın yoğun şekilde kullandığını gördük. Ayrıca LGS yerleştirmeleri bittikten sonra hala bölgedeki öğrencilerimizden başka illere konaklamalı olarak gitmek isteyenler varsa, onlar için de pansiyonlu okullarımızın boş kapasitelerini kendileriyle tekrar paylaştık. İsteyen öğrencilerimizle, Türkiye’nin neresinde olursa olsun, pansiyonlarımızda boş yer olan okullarımızı tercih edip oralarda başlayabileceklerini kendileriyle paylaştık.
ÖZEL OKUL ÜCRETLERİ
Özel okul ücretleriyle ilgili TEFE-TÜFE ilkesini getirdikten sonra özel okullar, derneklerin bize taahhüdü, servis ve Yemek ihtiyacıyla ilgili konularda da makul düzeyde yapacaklar. Biz de kendilerini zaten denetleyeceğiz. Bu denetim alanının içerisinde kalan okullar bizim paydaşımız ama bu denetimin dışına çıkmak isteyen, bize taahhütlerini veya bizim mevzuatımızın dışında yollara tevessül etmek isteyen özel okullara karşı da biliyorsunuz hem özel öğretim kurumlarıyla ilgili yasal düzenlemelerimizde hem de yönetmelik düzeyindeki ikincil mevzuat düzeyimizde cezalandırma mekanizmaları var, idari cezalar uygulayabilecek durumdayız. Hukuki açıdan özel okullarda çalışan öğretmenlere bir taban aylık belirlenmesinin mümkün olmadığını belirten Tekin, özel okulların bazılarında ücret politikası konusunda sıkıntılar yaşandığını, bunun çözümü için ellerinden geleni yaptıklarını kaydetti.
YENİ ATAMA OLACAK
Milli Eğitim Bakanı olarak Bakanlık bünyesinde çalışan öğretmen arkadaşlarımızın sayısının artmasını çok arzu ederim ama şimdi burada mevzu politize edilecek bir boyutta değil. ‘Bütün atanamayan öğretmenleri atayacağız.’ diyen bir siyasetçi ya Türkiye’de rakamlar hakkında bilgi sahibi değil ya da popülizm uğruna insanların kaderleriyle ve gelecekleriyle oynuyor. Şimdi ‘Atanamayan bütün öğretmenleri atayacağız’ demek, o gençlerin gelecekleriyle oynamak gibi bir şey. O yüzden ben bu söylemlerden politikacılarımızın kaçınmasını arzu ediyorum. Bakanlık olarak zaten Sayın Cumhurbaşkanı’mızla sürekli konuşuyoruz. Bakın şu an halihazırda Bakanlık sistemindeki öğretmen arkadaşlarımın yaklaşık yüzde 80’ine yakını Sayın Cumhurbaşkanı’mızın, başbakan ya da cumhurbaşkanı olduğu dönemde atanmış. Yani bu kadar çok öğretmen ataması yapılmışken, niye tekrar atama yapılmasıyla ilgili olumsuz bir tavır içerisinde olalım? Öyle bir şey yok, yeni öğretmen ataması kuşkusuz olacak. Biz Bakanlık olarak hassas bir dil kullanmaya çalışıyoruz atanan ya da atanamayan bütün kardeşlerimize, bütün öğretmenlerimize, adaylarımıza, herkese kardeş muamelesi ile yaklaşmaya çaba sarf ediyoruz. Lütfen bunları bu arkadaşlarımız da bu anlamda kaderleriyle oynayacak cümlelerden kaçınsın. Biz de mümkün olduğunca fazla sayıda arkadaşımızı istihdam etmek için çaba göstermeye devam edeceğiz.”
ÖĞRETMENLİK MESLEK KANUNU
Bakan Tekin, Anayasa Mahkemesi’nin, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun bazı maddelerini iptal kararı verdiğini hatırlatarak, gerekçeli karar kendilerine ulaştığında buna uygun hareket edeceklerini söyledi. Dershanelerin kapatılması sürecinde Anayasa Mahkemesi’nin “belli alanlarda takviye gereklidir” kararı sonrasında özel öğretim kurslarının ders bazlı kurumsal hizmet sunacak yapılar olarak planlandığını anlatan Tekin, bugün dershane benzeri yapıların yeniden oluştuğu eleştirisine yönelik şunları söyledi:
“ÖSYM’nin üniversite sınavı için soru hazırlama ekibinin içerisine, öğretmen arkadaşlarımızın, yani Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinden, ders anlatan öğretmenlerin girmesini sağladık. Dolayısıyla okullarımızı ve kitaplarımızı, yani dershane mücadelesinin bir parçası olarak işlevsel hale getirdiğimizi söyledik. Şimdi biraz bu konulara sadece merdiven altı ya da dershanecilik üzerinden bakmamak lazım. Bakanlığın alması gereken tedbirler var, biz o tedbirleri alarak tekrar bu dershaneyle ilgili ihtiyacı ortadan kaldırmak istiyoruz. Bu yapılarla ilgili polisiye tedbirler ya da yasal tedbirler değil, Bakanlığın kendi içerisinde alması gereken operasyonel tedbirler olduğuna inanıyorum.”sözlerini kaydetti.