27 Nisan’ 2021'den itibaren Emniyet Genel Müdürlüğü’nün genelgeyle kamusal alanda polis memurlarıyla ilgili görüntü kaydı yasağı uygulamaya çalışmasına karşı Danıştay, “yürütmeyi durdurma kararı” aldı.

Danıştay 10’uncu Dairesi, kamusal alanda cep telefonuyla video çekilmesini engelleyen Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından 27 Nisan’da yayımlanan genelgenin yürütmesini oy birliğiyle durdurdu. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun mayıs ayında yaptığı açıklamayla Anayasa’yı ve demokrasiyi ihlal etmediğini öne sürdüğü genelge, Danıştay’a göre tam tersi. Danıştay kararında, genelgenin haberleşme ve basın hürriyetini kısıtladığı vurgulandı.

Emniyet Genel Müdürlüğü genelgesinde polisin olduğu olaylarda yurttaşların görüntü almasına fırsat verilmemesi ve adli işlem yapılması istendi. Genelgede ‘özel hayatın gizliliğinin ihlal edildiği’ ve bu durumun polisin görevini engellediği iddia edildi.

Resim

Daire, EGM’nin genelgeyle basın özgürlüğünü kısıtlayıcı yönde yasa koyucu (TBMM) yerine kural ve sınırlamalar getirmeye çalıştığına hükmetti. Daire, genelgeyle böylesi bir işlem yapılmasını Anayasa’nın 7. ve 13. maddelerine aykırı bularak yürütmesinin durdurulmasına karar verdi. Kararda, “Söz konusu genelge ile getirilen düzenlemelerin temel hak ve hürriyetlerden olan haberleşme hürriyeti ile basın hürriyetine yönelik kural ve sınırlamalar getirildiği anlaşılmıştır. Bu haliyle yasa organının tasarrufu niteliğindeki kanun yerine yürütme organına dahil emniyet genel müdürlüğü tarafından genelge niteliğinde bir düzenleme ile temel hak ve hürriyetlere sınırlama getirilmesinde Anayasa’ya uyarlılık bulunmamaktadır” denildi.

Dairenin gelecek günlerde diğer başvurularla ilgili aynı yönde karar alması ve dosya birleştirmesi işlemiyle, genelgeyle ilgili Anayasa’ya aykırılık tespiti bakımından iptal edilmesi yönünde kararını vermesi bekleniyor.

Genelge hayata geçirildiği günden itibaren 1 Mayıs İşçi Bayramı gibi pek çok etkinlikte veya sokaklarda vatandaşlar ile yapılacak röportajlarda basın mensuplarına yönelik engellemeler yapılmasına rağmen Emniyet Genel Müdürlüğü’nün (EGM) savunmasında ise genelge aleyhine idari dava açılamayacağını öne sürdü.

Öte yandan karar tutanağında, yürütmeyi durdurma kararının 15 Eylül 2021'de verildiği görüldü.

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASINA UYMUYOR

Danıştay’ın yürütmeyi durdurma kararında temel hak ve hürriyetlerin sadece kanunla sınırlandırılabileceğine dikkat çekildi. Kararda, şu ifadelere yer verildi: “Genelge ile getirilen düzenlemelerin temel hak ve hürriyetlerden olan haberleşme ile basın hürriyetine yönelik kural ve sınırlamalar getirildiği anlaşılmıştır. Emniyet tarafından genelge niteliğinde bir düzenleme ile temel hak ve hürriyetlere sınırlama getirilmesinde Anayasa’ya uyarlılık bulunmamaktadır.” Yürütmenin durdurulması kararı sonrası, genelge uygulanamayacak. Danıştay, genelgenin iptal istemini daha sonra karara bağlayacak.

Danıştay’a başvuru yapan eski Antalya Barosu Başkanı Polat Balkan, kararın henüz kendisine resmi olarak tebliğ edilmediğini söyledi. Kararla birlikte düzenlemenin telafisi imkânsız zararlar doğuracağının kanıtlandığına dikkat çeken Balkan, şöyle dedi: “Haber alma basın ve haberleşme özgürlüğüne ağır bir müdahale niteliğindeydi. Temel hak ve özgürlüklere aykırıydı. Bu temel hak ve özgürlüklerin özüne dokunan bir düzenleme olduğu için TBMM’nin yetki alanı olan bir konuda içişleri böyle bir düzenlemeye gitmişti. Danıştay’ın bu kararı da iddialarımızın haklılığını ortaya koydu. Kendini hukukla ve hiçbir kurala bağlı görmeyen anlayışa karşı hukuksal bir karşı koyuş, mücadeledir bu dava. Hiçbir güç temel hak ve özgürlüklerin özüne dokunamaz, bu hak ve özgürlükleri ortadan kaldıramaz.”

TGC'DEN AÇIKLAMA: "KANUNLA BİLE KABULÜ MÜMKÜN DEĞİL"

Kararı değerlendiren Türkiye Gazeteciler Sendikası avukatı Ülkü Şahin, şu ifadeleri kullandı: “Danıştay 10. Dairesi oybirliği ile verdiği yürütmenin durdurulması kararında Anayasa’da düzenlenen temel hak ve özgürlüklerin ancak kanunla sınırlanırlığı ilkesine atıfla genelge düzeyinde bu türden bir sınırlamanın hukuka uygun olmadığına karar vermiştir. Ancak bu düzenlemenin kanunla dahi yapılsa kabulü mümkün değil. Özünde genelgenin içeriği kanun düzeyinde düzenlenmiş dahi olsa hukuka aykırıdır, basın ifade özgürlüğü başta olmak üzere tüm temel hak ve özgürlüklerin ihlaline sebep olacaktır. Kararın sonucunu olumlu karşılamakla birlikte önümüzdeki süreçte Avrupa’da iç güvenlik yasaları ile yapılmak istenen değişikliğin yasal düzenleme ile yeniden önümüze gelme ihtimali çok yüksek.”

Editör: Haber Merkezi