Sahra Çölü'nden bu ayın başlarında Fransa'ya gelen toz, 1960 yılında bölgede gerçekleştirilen nükleer denemeden kalan 137 radyoaktif kalıntılarını da ülkeye taşıdı. Bu durum ilerleyen günlerde Türkiye'ye de Avrupa üzerinden beklenen toz taşınımı nedeniyle endişeye neden oldu.
Olası taşınımda yapılması gerekenler ve alınacak önlemler ile ilgili açıklamada bulunan Dicle Üniversitesi Nükleer Tıp Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Bekir Taşdemir, "Toz bulutu içinde ne kadar 137 bulunduğu konusunda net açıklama yok; ancak olası durumda yüksek miktarda tespit edilmesi halinde halkın uyarılması gerekmektedir. Halkın gerekirse bu dönemde dışarı çıkmaması, camlarını açmaması ve bu havayı mümkün mertebe solumaması gerek" dedi.
Radyasyon seviyelerini izleyen Fransız STK Acro'ya (Batı'da Radyoaktivite Kontrolü Derneği) göre.
Acro, Fransa'nın 1960'ların başında, Kuzey Afrika ülkesinin bir Fransız denizaşırı toprağı olduğu dönemde Cezayir çölünde gerçekleştirdiği nükleer testlerden geldiği bilgisine ulaşıldı. Buradaki "bumerang" etkisinin, nükleer patlamalarda medydana çıkan nükleer fisyonun bir ürünü olan -137'yi geri getirdiğini iddia ediyor.
Acro, Fransa'nın İsviçre sınırına yakın Jura bölgesinde topladığı son Sahra tozu üzerinde testler yaptığını söyledi. "Bu analitik sonuca dayanarak, geniş bir alandaki homojen birikintileri dikkate alan Acro, km2 -137 başına 80.000 bq olduğunu tahmin ediyor" dedi.
Fransa'ya şubat ayının başlarında Sahra Çölü'nden gelen tozun, 1960 yılında bölgede gerçekleştirilen nükleer denemeden kalan 137 radyoaktif kalıntılarını Jura Dağları'na bıraktığı açıklandı. İlerleyen günlerde Türkiye'ye de Avrupa üzerinden beklenen toz taşınımı beklentisi endişeye yol açtı. Dicle Üniversitesi Nükleer Tıp Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Taşdemir, 137 radyoaktif kalıntılı toz taşınımıyla ilgili uyarılarda bulundu.
( Sahra'dan gelen toz yüklü rüzgarlar bu hafta yine Avrupa üzerinden uçarken, ACRO'nun yaptığı analizler, 60'lı yıllarda Fransa'nın yaptığı atom bombası testlerinden kalma radyoaktif kirlilik kalıntılarını içerdiğini gösteriyor.
Tabiat Belkide Yeniden Öç Alıyor; Radyoaktif Kirlilik Bir Bumerang Gibi Geri Geliyor
1945 ve 1980 yılları arasında Amerika Birleşik Devletleri, Sovyetler Birliği, Birleşik Krallık, Fransa ve Çin, stratosferik seviyelere ulaşan ve büyük miktarlarda radyoaktif ürünü dünyanın yüzeyine, özellikle de kuzey yarımkürede dağıtan 520 atmosferik nükleer test gerçekleştirdi. 1960'ların başında Fransa, Cezayir Sahra'sında (Reggane) kendi askerlerini ve bölgenin yerleşik ve göçebe nüfusunu radyasyona maruz bırakarak atmosferik nükleer testler gerçekleştirdi. Fransa, 1960'taki Sahra'daki bu ilk testten, 1996'daki Fransız Polinezyası'ndaki son deneye kadar, 210 nükleer patlama gerçekleştirmiş olacak. )
Sezyum 137 izlerinin yanısıra , 9 Kasım'da atmosferde alışılmadık miktarlarda sadece rutenyum 106 tespit ettiğini söyleyen Fransız nükleer güvenlik kurumu IRSN'nin hesaplamalarıyla uyumlu görünmediğinin altını çizdi.
ASN başkanı Pierre-Franck Chevet, "Ölçülen ile IRSN tarafından hesaplanan arasında bir çelişki var. Çalışma devam ediyor" dedi.
"SAKIN DIŞARI ÇIKMAYIN! "
Sezyum 137 radyoaktif kalıntılarının 6 Şubat'ta Fransa'da tespit edildiğini anlatan Doç. Dr. Taşdemir, "Muhtemelen Sahra Çöl'ünde yapılan nükleer denemeleri neticesinde oluşmuş radyoaktif atıklar olduğu düşünülüyor. Bunun miktarı konusunda şu anda tam net bir bilgi yok. Toz taşınımı içerisinde ne kadar 137 bulunduğu konusunda net bir açıklama yok. Ancak olası bir durumda yüksek miktarda tespit edilmesi halinde halkın uyarılması gerekmekte. Halkın gerekirse bu dönemlerde dışarı çıkmaması, evinde bulunması, camlarını açmaması ve bu havayı mümkün mertebe solumaması gerekir. Bu toz taşınımı olduğu dönemde yağmur söz konusu olursa dışarı çıkmamak gerekiyor. " dedi.
VÜCUDA TEMASI HALİNDE...
Taşdemir, "Eğer çıkmak zorundaysak şemsiye veya yağmurluk kullanmak koruyucu olma niteliktedir. Olası bir durumda yağmura yakalanması durumda ise hızlı bir şekilde o kıyafetleri çıkarıp yıkamak, duş almakta yarar olacaktır. Bu radyoaktif atıklar vücuda ve kıyafete temas edip üzerinde birikmesi halinde vücuda çok yakın temas oluşturduğundan dolayı riskler oluşturabilmektedir. Toz zerreciklerin bitkilerde birikme ihtimali üzerine veya sebze ile meyve üzerinde bulunabilmektedir. Yağmurla özellikle bu meyve ve sebzelerin üzerine serpilebilmektedir. Bu gıdalarında mümkünse yıkanarak tüketilmesinde yarar olacaktır" diye konuştu.
AVRUPA'YI ETKİSİ ALTINA ALDI
Her toz taşınımını tehdit unsuru olarak düşünmemek gerektiğini hatırlatan Doç. Dr. Taşdemir, "Diyarbakır ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi civarında zaman zaman yaygın toz taşınımı Suriye ve Suudi Arabistan tarafından geliyor. Ancak Avrupa'daki toz bulutuyla bunu karıştırmamak gerekiyor. Avrupa'ya genellikle Sahra Çöl'ünden bu toz bulutları taşınmakta. Avrupa'nın Güney ve Doğu kesimlerine etkisi altına almakta. Sahra Çöl'ünde 1960'ta nükleer denemeler gerçekleştirildiği için orada artık bu radyoaktif maddeler bulunabilmekte. Ancak bizim bu bölgemize gelen Suriye ve Sudi Arabistan gibi bölgelerden toz bulutları geçmişte bu bölgede nükleer deneme veya nükleer saldırı gerçekleşmediği için bu riski taşımadığını düşünüyorum" dedi.
SEZYUM 137 NEDİR?
Sezyum 137 isimli madde, ölümcül etkisiyle bilinen kimyasal element olarak nükleer sanayide kullanılmaya devam ediliyor. Çıplak elle dokunulması halinde saniyeler içinde ölüme neden olabilen , yan etkileri nedeniyle sıkı denetim altında tutuluyor.