1554’te Hint Denizleri Kaptanı olarak görev yaparken Kanuni Sultan Süleyman’ın bir buyruğu ile idam edilen Piri Reis ölümünden sonra tamamen unutulur, unutturulur. 1513 tarihli dünya haritasının, sonraki dönemde kullanımına ilişkin hiçbir bilgiye rastlanmamıştır. Alman Oryantalist Paul Kahle, Piri Reis’in Kitab-ı Bahriye’sine ilişkin çalışmasını 3-5 yıl gecikmeyle yapmış olsaydı Piri Reis’in 1513 dünya haritasına ilişkin hiçbir bilgimiz olmayabilirdi.

Sandıktaki harita
Cumhuriyetle birlikte Topkapı Sarayı müzeye dönüştürülürken 1929 yılında Fatih’in yaptırdığı Hazine Dairesi’nin bodrumlarında 60 kadar sandık içinde eski vesika ve defterler bulunur. Piri Reis’in haritasının 1/3’ü de bu evraklar arasındadır. Kutsal Kitap uzmanı Adolf Diessmann anılarında haritanın bulunuşunu şöyle anlatır:
“1929 Sonbaharında Halil Bey’in verdiği parçaları inceleyip düzenlerken Sultan Kütüphanesi’nin coğrâfi eserlerce ne denli zengin olduğu hakkında bir kanaat oluşturmuştum. Bunun üzerine Halil Bey’e şimdiye kadar bilinmeyen başka haritaların veya benzer malzemenin olup olmadığını araştırmasını rica ettim. Halil ricamı derhal ve büyük bir başarıyla yerine getirdi: 9 Ekim 1929’da bana içinde çok ilginç bir Türk haritası da bulunan kendisi tarafından yeni bulunmuş koca bir takım doğu ve batı kökenli haritayı teslim etti.
Tabii Samaritana’nın ve saray kütüphanesinin diğer kısımlarının tayininde hizmetlerine müteşekkir olduğum ve Piri Reis’in Bahriye’sinin yayıncısı olarak Türk denizcilik ve haritacılık konularında birinci sınıf bir uzman olan Paul Kahle’nin İstanbul’da olması bizim için büyük bir şanstı. Halil’in izniyle folyoyu kendisine gösterdim ve hemen teşhis etti.”

Kahle’nin teşhisi
Başvurulan kişi Paul Kahle, Piri Reis’in Kitab-ı Bahriye’sini 3 yıl önce yayınladığı için teşhisi mümkün olabilmiştir. Çünkü Piri Reis Kitab-ı Bahriye’de 1513’de yaptığı Dünya Haritasından ayrıntılı bir şekilde bahsetmektedir. Muhtemelen Paul Kahle’nin teşhisi olmasaydı bugün Piri Reis’i ve Dünya Haritasını konuşmuyor olacaktık.
Paul Kahle’nin Piri Reis’i dünya bilim çevrelerine sunumundan sonra, unutulan haritayı bulma şerefi bir türlü paylaşılamaz. Konuyla ilgili özel araştırmaları bulunan ve birinci el tanıklara başvuran A.M. Celâl Şengör’ün konuya ilişkin kanaati şöyledir:
“Piri Reis’in meşhur 1513 Haritası’nın Topkapı Sarayı’nın entelektüel enkazı arasında 9 Ekim 1929’da bulunması şerefi, Fatih’in coğrafya merakını keşfedip buna dayanarak sarayda bir harita avı başlatan Adolf Deissmann ile haritayı görür görmez tanıyıp, kartografya tarihi açısından büyük önemini anlayan ve bunu tüm dünyaya bilimsel yayınlarla duyuran Paul Kahle’ye aittir. Haritanın ne bulunma tarihinde ne de bulunma şeklinde herhangi bir tereddüde en küçük bir mahal vardır. Aziz Ogan’ın Maarif Vekili Esad Sagay’a 11 Aralık 1931’de yazdığı mektupta haritanın Topkapı Sarayı Müze olduğundan beri “malum ve mazbut” olduğu iddiası ve Topkapı Sarayı Müzesi Müdürü Tahsin Öz’ün Son Posta gazetesine aynı yönde verdiği demeç de hem Ogan’ın daha sonraki detaylı mektubu, hem de diğer kaynaklarca kesinlikle yalanlanmaktadır. İbrahim Hakkı Konyalı’nın bu konuda yazdıkları ise hayal mahsulünden ibarettir.
 

Piri Reis’in ‘Kitab-ı Bahriye’sindeki Karsu Haritası.
 

Atatürk’ün Piri Reis ilgisi
Aziz Ogan arşivinden Piri Reis ile ilgili belgeleri Ogan’ın kızı, büyük arkeolog merhume Prof. Dr. Jale İnan buldu. Bu belgeleri kullanmamıza önce o, onun ölümünden sonra da oğlu, Şengör’ün sevgili dostu Bay Hüseyin İnan izin verdi. Kendilerine şükran borçluyuz.
Topkapı Sarayı’nın müzeye dönüşme kararını alan Mustafa Kemal, Piri Reis’in haritasının bulunmasıyla yakından ilgilenmiş ve bugünkü değerinin anlaşılmasını sağlayacak araştırmaları başlatmıştır.

Özel talimat
Mustafa Kemal’in yakından ilgilendiği ve basılması talimatını verdiği Piri Reis’in Kitab-ı Bahriye’si 1935 yılında Türk Tarih Kurumu’nca yayınlanır. Bu faksimile yayında Süleymaniye Kütüphanesi Ayasofya 2612 nolu Bahriye kullanılmıştır. Bu kitabın başında Deniz Lisesi ve Harp Okulu tarih öğretmenleri Fevzi Kurdoğlu ile Haydar Alpagot imzalı oldukça geniş bir önsöz yer almaktadır.
Yazarların Piri Reis ve konuyu takdimi şu şekilde ifade bulmaktadır: “Şimdiye kadar ihmal ve meçhuliyet tozları içerisinde unutulup giden bu ulusal yücelik vesikaları, bütün değerini ulu Atatürk’ün  takdirinde buldu. Harita, aslından ayırt edilemeyecek bir san’at olgunluğu ile basıldı. Bahriye kitabı da Türk coğrafya mütehassısının bir muhteri olduğunu buradaki vazifemiz okuyucularla Piri Reis’i tanıtmak ve eserleri üzerinde hafif bir tetkik ışığı atmaktan ibarettir.”
Yukarıdaki mütevazı satırların sahiplerinin yazdıkları Piri Reis bilgilerini aşacak akademik bir çalışma ne yazık ki bugüne kadar yapılamamıştır.  
 

BİTTİ



Kaynak: http://gundem.milliyet.com.tr/500-yilin-gizemi-piri-reis-in-taninmasi-tesaduf-mu-/gundem/gundemdetay/17.03.2013/1681389/default.htm



Etiketler: İstanbul , Piri Reis , Topkapı Sarayı , Ayasofya , idam , Süleymaniye , Hint , Kitap , Kesinlikle , Sultan Süleyman , Dünyaya , sultan , Kanuni

Editör: Haber Merkezi