Mihrimah ismi aslına Mihr-ü Mah yani Farsça da Güneş ve Ay demektir. Mihrimah Sultan 17 yaşına geldiğinde, ki o zamanlar için evlendirilmesi uygun olan bir yaş, iki talibi çıkar. Biri Diyarbakır valisi Rüstem Paşa, diğeri ise Saray’ın baş mimarı Mimar Sinan. Padişah Sinan’ın evli ve 50 yaşında olması nedeniyle gözünden sakındığı kızını Rüstem Paşa ile evlendirir. Fakat Sinan, Mihrimah Sultan’a deliler gibi aşıktır. Bir gün Mimar Sinan’dan Üsküdar’a Mihrimah Sultan adına bir cami yapması istenir. 1540 yılında inşa etmeye başlar ve 1548 yılında tamamlar. Bahsi geçen bu cami 2 Minareli olup padişah fermanı ile yaptırılmıştır. Fakat bu eserden tam 14 yıl sonra Mimar Sinan Edirnekapı’da İstanbul’un en ıssız yerlerinden birinde bir cami daha yapmaya başlar. Ve bu camiyi bir padişah fermanı olmadan yapar. Ve onun da adı Mihrimah Sultan Camii’dir.
Mimar Sinan’ın Mihrimah Sultan aşkı ve muhteşem sanatının birleşimi bu cami bittiğinde anlaşılır. Derler ki, Üsküdar’daki Mihrimah Sultan Camii ile Edirnekapı’daki Mihrimah Sultan Camii’ni aynı anda görebileceğiniz bir yer tespit edin. Günbatımında (yılın sadece bir gününde, ki o gün 21 Mart; gece ile günün birbirine eşit olduğu gündür) şu muhteşem manzara görülür: Edirnekapı Camii’nin tek minaresinin arkasından güneş batarken Üsküdar’daki caminin minareleri arasından ay doğmaktadır!
En tüyler ürperteni ise o muhteşem manzaranın göründüğü gün olan 21 Mart, Mihrimah Sultan’ın da doğum günüdür.