Ülkemizde ve içinde bulunduğumuz yerküredeki her toplumda, her an olabilecek, belkide onlarca defa yaşanmış bir olayın üzerinden Toplumsal yozlaşmanın analizini ortaya net olarak koyan ama olayın sonunda okuyucuya soru yönelterek toplam algıyı görmeye çalışan bir gerçek hikayeden bahsetmek istiyorum.
Bu günlerde her şeyi normal görme refleksi içinde muhalif olma öznesi iğdiş edilmiş ılık su kurbağalarına, öğrenilmiş çaresizlik deneyleri ile topluma yön vermeye çalışan sözde toplum mühendisi neandertal ceo'ların harekat merkezlerininde bu hikayeyi not almalarını, hatta pay çıkarmalarını bekliyorum.Milletlmizin asalet duyguları köreltiliyor, soyumuz soyuluyor bu çok basit ama tehlikeli akıl oyunları ile sürekli sahneye koyuluyor
Kaldı ki son on yıldır zirve yapmış "toplumsal otizm ve ötekileştirme refleksi" de bu ahlak yoksunluğunun ve anomi'nin kurumsal bir hal almış biçimde dışavurumudur.
Diikatle okuyun lütfen, mantığa yakın ama ahlaklı mı...?
Çin´in Guangzhou kentinde bir banka soygunu.
Soygunculardan biri bankadakilere bağırır:
- Kımıldamayın. Para devletindir, ama hayatınız sizindir.
Herkes sessizce yatar… Bunun adı Zihin Değiştirme Kavramı dır. Alışılmış düşünce tarzını değiştirmek… Bu arada müşterilerden bir kadın bir masanın üzerine yatmıştır. Ama bacaklar ortada…
Soyguncu bağırır:
- Edebini takın. Bu bir soygun, ırza geçme değil!
Bunun adı “profesyonellik”tir. İşin neyse onun üzerinde yoğunlaş! Soyguncular paraları yüklenip eve kapağı atmışlar. Daha genç olanı (MBA derecelidir) daha yaşlı olanına (ki bu ise 6 yıl ilkokuldan sonra terk):
- Haydi, şu paraları sayalım, der.
Daha yaşlı olanı der ki:
- Çok aptalsın be. Bu kadar para oturup sayılır mı? Bu akşam zaten TV haberlerinde kaç para çaldığımızı öğreniriz.
Buna Deneyim derler! Günümüzde deneyim kâğıt diplomalardan çok daha önemlidir. Soyguncular bankadan kaçtıktan sonra Şube Müdürü, Şube Şefine hemen polisi aramasını söylemiş.
Şef demiş ki:
- Durun hele Müdürüm. Alacaklarını aldılar. Biz de bir 10 milyon daha alıp daha önce iç ettiğimiz 70 milyon dolara ekleyelim, ne dersiniz?
Buna Dalgayı (Trend) yakalamak derler. Berbat bir durumu kendi lehine çevirmektir bu!
Müdür der ki:
- Yahu, her ay bir soygun olsa harika olurdu. Ne eğlenirdik!
Buna Sıkıntılardan kurtulmak derler... Kişisel mutluluk işinden çok daha önemlidir.
Akşam TV haberleri bankadan 100 milyon dolar çalındığını açıklamış! Çaldıkları paranın çok daha az olduğu bilen soyguncular oturup saymışlar parayı… Tekrar tekrar saymışlar. Bakmışlar hepi topu 20 milyon! Çok kızmışlar bu işe:
- Biz hayatımızı tehlikeye atıp 20 milyon çalabildik. Banka Müdürü bir el hareketiyle 80 milyon götürdü. Galiba soyguncu olmak yerine doğru dürüst eğitim görmek daha iyiymiş!
Bu Bilgi altından daha değerlidir demektir…
Yaşlı kızgındır.
- Polise gidip müdürün 80 milyon götürdüğünü söyleyelim der.
Polis onlara inanmaz ve;
- Diğer 80 milyon nerede diye sorar. Soyguncuların şaşkınlığını gören deneyimli polis doğru söylediklerini anlar ve 18 milyonu alıp
- Toz olun lan salaklar der.
Buna Fırsatları kullanmak derler.
PEKİ, GERÇEK SOYGUNCULAR KİM?